top of page

FOMO

Epeydir FOMO (Fear of Missing Out) ile boğuşuyorum. Modern dünyanın veremi, ruhun vebası olan bu muzır illet, zamanın da arkasına bile dönüp bakmadan hızla ilerlemesiyle içimi iyiden iyiye sıkıştırıyor. En ufak anları dahi kaçırmanın endişesi ve korkusuyla hareket ediyor, kaçırdıklarımın ardından ise hüzne kapılıyorum.


Ruhum, kaçan bütün bu anlarla göğüs göğüse çarpışırken — üstelik henüz bir müttefiki yokken — Marcus Aurelius imdadıma yetişti. Kendime Düşünceler isimli kitabındaki şu muhteşem sözlerle, modern dünyanın veremi olarak nitelendirdiğim bu duruma ta 2. yüzyıldan bir bakış açısı sunuyor:


“Tanrıların herhangi biri sana 'Yarın veya en geç ondan sonraki gün ölmüş olacaksın.' dese, bunun yarın mı yoksa sonraki gün mü olacağını pek umursamazsın; en azından son derece korkak biri değilsen. Gerçekten çok farkı var mı? Öyleyse yarın ölecek olmanın, uzun yıllar sonra ölmekten çok farklı olmadığını kabullen.”


Peki gerçekten, yarın ölmek ile uzun yıllar sonra ölmek esasında birbirinden çok farklı değil mi? Bu derin söz, ilk etapta beni buhranlı düşüncelere itti. Zira ölümü hatırlatan her şeyde, bilinçaltım sanki hemen oradan uzaklaşmam gerektiği komutunu veriyor. Bunun sadece benim için değil, birçok insan için böyle olduğunu biliyorum. Hatta dehşet yönetim teorisine göre, medeniyetlerin büyük çoğunluğunda “seks”in tabu olma nedenlerinden biri olarak ölümü hatırlatan bir eylem olması gösteriliyor. Ölüm diye bir duygunun varlığını unutarak yaşamak, hayatımızı daha yaşanılabilir kılıyor sanki. Zira ölümlü bir yaşamın gerçekten kıymeti var mıdır, diye soruyor insan kendine. "Gerçekten de ben de milyonlarca yılın ufkunda pek de kısa ömür yaşayan şu faniler gibi miyim tüm bu yaptıklarıma rağmen?" Bir kendini kandırma ustası olan sapiens, “ölüm yok” deyiveriyor içtenlikle — hem de bunu dediğini fark etmeden.


Ölümden sonraki hayatın olduğunu varsayan dinlere itikadı olan bireyler için de aynı yorumu gönül rahatlığıyla yapıyorum. İnançlarına rağmen, ölümsüz olduklarına inanıyor ve ona göre yaşıyorlar. Her an ölümle burun buruna olan, müteaddit yakınını da kaybetmiş olan bu son sürüm ırk, her ne hikmetse ölümsüzlüğüne olan inancından bir türlü kopamıyor. Ona hu durumu hatırlatacak duygularından kaçıyor. Peki, Aurelius’un bu kadar basite indirgediği ölümden niye kaçıyoruz?


Üstelik transandantal düşünme yetisine sahip olduğunu düşündüğüm tüm insanlar ölümü basite indirirken, cahil toplumlar ise yaşama — dolaylı yoldan gösterişe — önem addediyor. FOMO ile başladığım bu düşünme prosesindeki ögelerin her birinin, bir zincirin halkası olduğunu düşünüyorum. Aurelius’un bu düşüncesi, beynimdeki ampüllerden birini yaktı: Yarın ölmek ile uzun zaman sonra ölmek arasında çok büyük bir fark yok. Zira yarın, hayatımın en güzel günü olsa dahi, bu aslında çok da kaybedilmeyecek bir şey değil. Üstelik uzun süre hayatımın her anında mutlu olsam (ki mutsuzluksuz mutluluk mümkün değildir), bu yine kaybedilmemesini istemeye değer bir şey değil. Bundandır ki, yaşamayı da yaşayamadıklarımızı da çok abartmamak gerekir.


Yine de teknolojiyle donatılmış bu muhteşem son sürüm insan ırkından 18 tanesinin (Türkiye'de son bir ayda), kene gibi aciz bir varlığın amili ile şalterleri kapatması bende infial yaratıyor. Belki de tüm bu gelişmişliğe rağmen hâlâ god tier olamadığımıza ya da hâlâ aldığımız nefesin önemsiz ve değersiz olduğuna bir işarettir bu. Bunun içindir ki, yaşadığınız hayatı ve kendinizi küçülterek doğaya uygun yaşamaya çalışın. Tabii ki tüm bu küçültmeler, kötü insanlar tarafından fark edilip de suistimal edilmeyecek şekilde… Ya da edilsin, şöyle bir düşününce; gerçekten bu da yok denecek kadar küçük ve önemsiz bir şey değil mi? Bizim gibi...




SEO keywords:

FOMO nedir, FOMO ile başa çıkma yolları, modern çağın hastalıkları, stoacılık nedir, Marcus Aurelius sözleri, ölüm korkusu nasıl yenilir, anı kaçırma korkusu, sosyal medyanın psikolojik etkileri, ölümle yüzleşmek, stoacı felsefe ile ruh sağlığı, ölüm üzerine felsefi düşünceler, felsefe ve psikoloji kesişimi, bilinçli yaşam nasıl olur, modern insanın yalnızlığı, transandantal düşünce nedir, hayatın anlamı üzerine düşünceler, ölüm üzerine alıntılar, stoacı bakış açısıyla hayat, minimalizm ve ruh sağlığı, Marcus Aurelius Düşünceler alıntıları, ölümden korkmak normal mi, kendini küçültmek ne demek, FOMO nasıl yenilir, teknolojinin insan ruhuna etkisi, stoacılık ve mindfulness, hayatı kaçırma korkusu, ölüm bilinciyle yaşamak, hayat ve ölüm arasındaki çizgi, bilgelik nedir, modern çağda huzur bulmak


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Gizlilik Politikası

Kilory Gizlilik Politikası Son Güncelleme Tarihi: 25 Ekim 2025 Bu Gizlilik Politikası, Kilory mobil uygulaması (Kinetra Studios tarafından sağlanmıştır) tarafından toplanan, kullanılan ve korunan kiş

 
 
 

Yorumlar


bottom of page